Gönül insancıkları
9 Ağustos 2011 Salı
Ne anlatsam Ne söylesem bojj
Göz kapaklarım gündüzlere uyanmalı. Çukurluklarda yaşattığım hayaller, göz koyduklarım hepsini maymun gözünü açınca alıcam.
Başıma dayadığım sert yalnızlık bana nasıl yaşamam gerektiğini öğretemedi belki, ben yanlış yaşamadımki hayat önümden böyle aktı...
Yazın, kış olsun parmaklarım kızarsın isterim. Kışın, yaz gelsin bacaklarım terlesin.
İnsan kalabalıklarda,birey olarak, tek başına yalnız olduğu için yalnızdır kabul. Benim anlatmak istediğim ruhen yalnızlık. Bacaklarım terden ıslanınca, ellerim kıp kırmızı olunca mesala. Okşadığım sırtlar öptüğüm dudaklar gerçekten benim mi yoksa hediye süsü verilmiş kapitelis kazıklardan mı bilemedim. Küçük İskenderinde dediği gibi bir nedeni yok sadece öptüm.
İnsan her şeyi seve bilir buna emin olun. Yerli,yersiz nedenli,nedensiz Güzel,çirkin her şeyi. Bazen ittire ittirede olsa sever. Canı burnuna gelsede.
Hayatta her şey eski, eski taşların üstüne yazmışlar yeni dünya düzeni.
6 Ağustos 2011 Cumartesi
Bazen senin hayatında kendimi miden olarak görüyorum. İnsanlar gözlerine, saçlarına, ciltlerine gösterdikleri özeni ve saygıyı midelerine de göstere bilselerdi, sorunun üstesinden gele bilirlerdi belki. Midelerini görmüyorlar çünkü , hayal edemiyorlar ;daha doğrusu kendilerinin çukuru, mezarıymış gibi görüyorlar onu. İçine her şeyi atabilecekleri ve gerisine karışmıyacakları bir kara delik. Ancak şiştiğinde, ağrıdığında, kustuklarında hatırladıkları zavallı organ.
Ağız tadı,damak zevki ve kara delik.
Seni unuta bilmek için denediğim bütün anestetik yollar fonda radyo cızırtısıyla yaşamama neden oldu. Üstünü gazeteyle kapayamadım bu aşkın. Üç yaz önce sabaha karşı karşıma çıkan bu yabancı kalbimin yerlisi olduğunda yapılması gereken tek şeyi yaptım. Bekledim.
Ağız tadı,damak zevki ve kara delik.
Seni unuta bilmek için denediğim bütün anestetik yollar fonda radyo cızırtısıyla yaşamama neden oldu. Üstünü gazeteyle kapayamadım bu aşkın. Üç yaz önce sabaha karşı karşıma çıkan bu yabancı kalbimin yerlisi olduğunda yapılması gereken tek şeyi yaptım. Bekledim.
13 Haziran 2011 Pazartesi
İki güne geçer
Bazı şeyler hayal gücüme gitmeye başladı artık.
Anne bak kral salak diye bağırmak istiyorum.
Ama yutuyorum hepsini. İki güne unuturum da zaten sınavıydı derdiydi. Hep
önemli ama acil de takılıp kalmıyor muyuz zaten. Önemli . acil mi? Değil. e boş ver o zaman demiyor muyuz? .. Aman öyle işte ayakkabı ayağıma vurdu zaten.
10 Haziran 2011 Cuma
Kötü çocuklar topluma kazandırılsın
Garip bir şekilde hatıladım geçen gece çocukluk maceralarımı. 10 dakikalık
kısa bir filmin yarım saatlik arası gibiydi.
Karnım vücudumdan ayrıldı (yağ haricinde kalan kısım)midem çocukluğumdan gelen çığlık gibi düştü geceme. Bir pastanın son lokmasında, mutluluk dolaylarında. Nasıl feciydi. Tamam dedim bitti. Bende ölmeden önce görüyorum film şeridini. Yüzleri yaptığım şerefsizlikleri, kırdığım kalpleri. Bir an bir fotoğraf karesi durdu önümde sırıtmaya başladım . Mide sancısı çeken ben değildim sanki. İçimdeki ben ve ötekiler bölündü tek tek Mitozla üredim üredim. Anılarım iyileştirdi sanki. Bazen bir mesaj, bir gülücük iyi bir anı ne bereketliymiş.
Kulaklarımı kapatarak uyumaya çalışırken anladım. Yeni bir başlangıç lazım. İçimdeki öteki benlere ses lazım. Ben kötü bir çocuğum.
2 Nisan 2011 Cumartesi
Parmaklarının uyuşması kötü bir şeymiş anladım.
Dede haplarının içilmemesi gerektiğinide. Boğazımı kesip atmak istiyorum.
Sinizüt sen ne bok şeysin. 7sülalemi belledin yıllardır. Senden nefret ediyorum.
Dear, dede sen ne cenabet insanmışsın seni sadece ufacık öptüm yani dudağım deydi ne vardı mikrobunu bünyeme salacak. Mikrobunda döllerin gibi rezil,inatçı,sinir bozucu. Küçükken hep hayvan olsam ne olurdum diye düşünürdüm hayvan değilim belki ama hayvanoğlu olduğum su götürülüp getirelemez bir gerçek. İsbata luzm yok. Çok tembelim neden tembelim bilmiyorum. Herşeydden sıkılıyorum bazen ellerimi yıkamaktan bile üşeniyorum. Günlerce yatmak yattığım yeri ısıtmak sanırım tek hobim. Resim yapmakten bile üşenir oldum. Ben aslında daha küçük bir zigotken böyleydim. Kendimi hiç anlatmaya gerek duymam "göründüğümden fazlası yoktur" derim. Ama hayatımda ki bütün insanlar hep bir sürü şey bulmuştur. (gözle görülmeyen elle tutulmayan) Bir video çekmiştim. Herkes beni bir kaç cümleyle açıklasın diye 10 kişiden 7si çok doğal demiş. İnsanlara bokmuş gibi davranıp onlardan birşey beklememek kanımca doğallık. Ya da bende ki o şapşallığı seviyorlar. Ama kimseden hiç bir şey beklememem hayal kırıklığı ihtimalini azaltıyor bu yüzden rahatım. -aHh neşesi yeter diyorlar.
Benim için bardağın boş yada dolu kısmı yoktur. Benim için kola içilicek bardak vardır. Yağlı parmak izlerimin olduğu bardak vardır. Hiç bir zaman romantik olamıcam. Biliyorum. Ve alttan alamıcam . Pasaklı üzüntülerini tozlar gibi halının altına saklayan sikko biri olarak kalıcam. Konuştuğum gibi yazıcam yabancı kelimeleri yazdığım gibi okucam. Bundan keyifte alacağım eminim.
Sitenin arkasındaki parka giden iki tane yol vardır (yani sitenin etrafını dönmek) yeşilliklerin içinde gider kaybolmuşum edası verirdim küçükken. Siteye yeni gelen çocukların gözlerini kapatıp bak seni nerden nereye çıkarıcam diyip tur attırırdım. Şimdi bu alanın 30 metreden fazla olmadığını görmek üzdü beni. Tırmandığım ağaçlar masa yaptığım logar kapakları. Ve kazık yediğim orospu arkadaşlarım. Arkadaş edinmeyi sanırım o günden sonra unuttum.
Şimdi hastayım umarım ilerlemez iğrenç bir hafta var önümde. Umarım üşenmeden bir şeyler yapa bilirim.
Dün çok güzel şeyler yazamamıştım aslında. Şuan hepsi uçuşuyo kafamda.
6 Şubat 2011 Pazar
aşk / bir acayip mektup
Martılara simit atmaktır bende aşkın
Hayata yeni doğmuş bebeğin masumluğuyla bakmak
Bir ağacın altında öğle uykusuna yatmak.
Kendimi kendimden kıskanmak,
Her gördüğümde güzelliğini
Adın gibi afacandır bende aşkın
Ve adın kadar isyankardır hem
Sana büyüttüğüm dizelerim
Ellerini kaybetme korkusunu bilemezsin
Sana anlatsam da bendeki seni
Bir "ben" olmadan içimdeki seni göremezsin
Büyüyememiş bir çocuğun hayatı gibi yürüdüğüm yollar
Elimde umutlarım, kalbimde masallarım
Pervasız, nankör bi sokak kedisi olsam da ben
Senin için yapılmış benim tüm hatalarım
Dünden yarına attığım her adım
Yol ortasında bırakılan her yarım
Senin yerini almaya çalışmış her kadın
Hepsini asıl şimdi anladım
Senin içinmiş tüm hatalarım
Kırıp dökmelerim seni
Korku dolu bakarken bana yüreğin
Benim saman alevi
Öfke nöbetlerim
Ellerim, gözlerim
Benim bütün hatalarım
Buna ben de dahilim kendim
Ben ne kadar sen isem tarttığında kalplerimizi
Benim olan her şey seninmiş ta en başından beri
Ve ben bilmesem de yerini
Tozlu bir rafta unutulmuş olsa da
Bir köşede
Aşkın hep varmış ta en başından beri
İçimin en derinlerinde
Adını koyamamışım sadece
Aynaya baktığımda görene kadar seni
A.Ü.
Hayata yeni doğmuş bebeğin masumluğuyla bakmak
Bir ağacın altında öğle uykusuna yatmak.
Kendimi kendimden kıskanmak,
Her gördüğümde güzelliğini
Adın gibi afacandır bende aşkın
Ve adın kadar isyankardır hem
Sana büyüttüğüm dizelerim
Ellerini kaybetme korkusunu bilemezsin
Sana anlatsam da bendeki seni
Bir "ben" olmadan içimdeki seni göremezsin
Büyüyememiş bir çocuğun hayatı gibi yürüdüğüm yollar
Elimde umutlarım, kalbimde masallarım
Pervasız, nankör bi sokak kedisi olsam da ben
Senin için yapılmış benim tüm hatalarım
Dünden yarına attığım her adım
Yol ortasında bırakılan her yarım
Senin yerini almaya çalışmış her kadın
Hepsini asıl şimdi anladım
Senin içinmiş tüm hatalarım
Kırıp dökmelerim seni
Korku dolu bakarken bana yüreğin
Benim saman alevi
Öfke nöbetlerim
Ellerim, gözlerim
Benim bütün hatalarım
Buna ben de dahilim kendim
Ben ne kadar sen isem tarttığında kalplerimizi
Benim olan her şey seninmiş ta en başından beri
Ve ben bilmesem de yerini
Tozlu bir rafta unutulmuş olsa da
Bir köşede
Aşkın hep varmış ta en başından beri
İçimin en derinlerinde
Adını koyamamışım sadece
Aynaya baktığımda görene kadar seni
A.Ü.
yeldeğirmeni
Değirmenlerin karşısına dikilmiş buldum düşümde kendimi
Don Kişot misali...
"Ya verin onu bana" dedim
"ya da ezer geçerim hepinizi.
bir fırtına gibi"
Sustular...
Zaten ne zaman konuştular ki
Yeldeğirmenleri...
Ve sen de sustun
Rüzgara karşı susan değirmenler gibi
Yüreğimizden akan gözyaşlarımızda paylaştık
Sessizliğimizi
A.Ü.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)