Martılara simit atmaktır bende aşkın
Hayata yeni doğmuş bebeğin masumluğuyla bakmak
Bir ağacın altında öğle uykusuna yatmak.
Kendimi kendimden kıskanmak,
Her gördüğümde güzelliğini
Adın gibi afacandır bende aşkın
Ve adın kadar isyankardır hem
Sana büyüttüğüm dizelerim
Ellerini kaybetme korkusunu bilemezsin
Sana anlatsam da bendeki seni
Bir "ben" olmadan içimdeki seni göremezsin
Büyüyememiş bir çocuğun hayatı gibi yürüdüğüm yollar
Elimde umutlarım, kalbimde masallarım
Pervasız, nankör bi sokak kedisi olsam da ben
Senin için yapılmış benim tüm hatalarım
Dünden yarına attığım her adım
Yol ortasında bırakılan her yarım
Senin yerini almaya çalışmış her kadın
Hepsini asıl şimdi anladım
Senin içinmiş tüm hatalarım
Kırıp dökmelerim seni
Korku dolu bakarken bana yüreğin
Benim saman alevi
Öfke nöbetlerim
Ellerim, gözlerim
Benim bütün hatalarım
Buna ben de dahilim kendim
Ben ne kadar sen isem tarttığında kalplerimizi
Benim olan her şey seninmiş ta en başından beri
Ve ben bilmesem de yerini
Tozlu bir rafta unutulmuş olsa da
Bir köşede
Aşkın hep varmış ta en başından beri
İçimin en derinlerinde
Adını koyamamışım sadece
Aynaya baktığımda görene kadar seni
A.Ü.
6 Şubat 2011 Pazar
yeldeğirmeni
Değirmenlerin karşısına dikilmiş buldum düşümde kendimi
Don Kişot misali...
"Ya verin onu bana" dedim
"ya da ezer geçerim hepinizi.
bir fırtına gibi"
Sustular...
Zaten ne zaman konuştular ki
Yeldeğirmenleri...
Ve sen de sustun
Rüzgara karşı susan değirmenler gibi
Yüreğimizden akan gözyaşlarımızda paylaştık
Sessizliğimizi
A.Ü.
isyan
sevmek...nedir ki sevmek. kalp hızlanması, mide kelebekleri ot bok çemçük hepsi bi yana, hayatımızda kimimiz kac kere durup "ne ulan bu sevmek" diye sorduk,severken her şeyi.
sevmek ile başlar her şey.sevmek tolere etmeyi getirir peşinden. paylaşmanın ne oldugunu anlarsın sonra. anlayış göstermek,alttan almak kimi zaman, kendini de ezdirmemek bi yandan,onu mutlu etmek kendin mutlu olmak...yalan söylemek,söylememek bu liste uzar gider daha böyle.sevmekle başlar hayatı ögrenmeye insan.
ve çogumuzun yaptıgının aksine iki taraftan birinin öbürüne üstünlük saglaması değildir sevgi, aşk. öyle bi hale geldi ki insanlıgımız, her şeyi oldugu gibi sevgiyi de aşkı da egolarımızı tatmin etmek icin kullanır olduk. tükettik birbirimizi,incittik,kaybettik.kim terkederse o kazanmış goründü gözümüzde hep. karar veremedik bir türlü sevmek mi yoksa savaşmak mı istedigimize, hep karıştırdık birbirine. hep savaştık,hep kırdık döktük parcaladık. aşkı kendimize sıgınacak liman yapabilecekken dünyaya karşı, hep acık denize,hep fırtınaya sürdük kendimizi. oysa "bıçak kemige dayansa da" gönül yine de dayanabilir gönüle. böyle büyülü bi şeydir işte sevmek.
aşk sanattır, iki insanın tek bir ortak kalpte yaşatılması en büyük sanat olmayacak da ne olacak. dönün bakın kendinize hepimiz insanlıgımızı yitirmeye baslamısken üstelik. devlet yönetmeye benzer iki kişinin birbirini sevmesi, hep savaş da hep barış da yıkıma götürür ülkeyi.
sevmek ciddi iştir vesselam.bu yazının üslubu (nedenini ve nasılını bilmediğim bir şekilde) ne kadar ciddiyse, sevmek de o kadar ciddi iştir işte.
A.Ü.
5 Şubat 2011 Cumartesi
4 Şubat 2011 Cuma
Bıçak kemiğe ha dayandı ha dayanacak
İnsanları yazdıran ilham perisi değil "depresyon cini" dir bence. Mesela ben bu boktan yalnızlığı, içine sıçılmış hal ve durumun içinde olmasam bunları yazmazdım. Daha farklı hal ruhiyete yaşar giderdim işte.
Ama yok, hayır. Ben bu satırları yazıyorum. Önce den de yazardım değişen hiç bir şey olmamış. Birazcık saçlarım yağlandı sivilcem çıktı sadece.
Ama, sivilcenin yakıştığı insanlarda tanıdım. Ben onlar gibi değilim ama çirkinim ya la ben. (hiçte bile diyorum içimden)
Kendimi 2.sınıf bir bakkalın tozlu rafında unuttum sanki. Pazarlamacı ağızıyla kendimi sevdirip orda bıraktım. Bir yanım çok eskilerde. Oysa her ruh şimdiyi yaşar yaşıyorum da.Tadı mayhoş biraz. Turşu suyu,ballı hardal,çikolata gibi değil. Alışılmamış . Zaten ben neye alıştım ki. (dur bir düşünym) Hiç bir maddeye bağımlılığım yok tat diye diye sigarayıda beğenmedim tadı hoşuma gitmedi içemiyorum içinçe bağlanamadımda.Karma karışığım. "Bıçak kemiğe ha dayandı ha dayanacak" O son cadde ışığıda sönü verecek yarınlara. Yorgana sığmayacak huysuz ayaklarım,ellerim heyacandan değil belki soğuktan terleyecek. Arayıp soranımda olmayak yine yeni yeniden.. Bu kadar melodram parçaladıktan sonra öküz gibi uyuyup yeni güne yeni sivilcemle başlıcam belki. İmla kurallarını yok sayarcasına bitiricem yazımı noktamıda koyucam (.)
e bitti mi şimdi?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)