4 Şubat 2011 Cuma

Bıçak kemiğe ha dayandı ha dayanacak


İnsanları yazdıran ilham perisi değil "depresyon cini" dir bence. Mesela ben bu boktan yalnızlığı, içine sıçılmış hal ve durumun içinde olmasam bunları yazmazdım. Daha farklı hal ruhiyete yaşar giderdim işte.
Ama yok, hayır. Ben bu satırları yazıyorum. Önce den de yazardım değişen hiç bir şey olmamış. Birazcık saçlarım yağlandı sivilcem çıktı sadece.
Ama, sivilcenin yakıştığı insanlarda tanıdım. Ben onlar gibi değilim ama çirkinim ya la ben. (hiçte bile diyorum içimden)

Kendimi 2.sınıf bir bakkalın tozlu rafında unuttum sanki. Pazarlamacı ağızıyla kendimi sevdirip orda bıraktım. Bir yanım çok eskilerde. Oysa her ruh şimdiyi yaşar yaşıyorum da.Tadı mayhoş biraz. Turşu suyu,ballı hardal,çikolata gibi değil. Alışılmamış . Zaten ben neye alıştım ki. (dur bir düşünym) Hiç bir maddeye bağımlılığım yok tat diye diye sigarayıda beğenmedim tadı hoşuma gitmedi içemiyorum içinçe bağlanamadımda.Karma karışığım. "Bıçak kemiğe ha dayandı ha dayanacak" O son cadde ışığıda sönü verecek yarınlara. Yorgana sığmayacak huysuz ayaklarım,ellerim heyacandan değil belki soğuktan terleyecek. Arayıp soranımda olmayak yine yeni yeniden.. Bu kadar melodram parçaladıktan sonra öküz gibi uyuyup yeni güne yeni sivilcemle başlıcam belki. İmla kurallarını yok sayarcasına bitiricem yazımı noktamıda koyucam (.)



e bitti mi şimdi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder