4 Ocak 2011 Salı

Başlıksız

Hangimiz daha şanslıydık karar veremiyordum bir türlü. Burada, donuk gözlerle, aslında bir yalanı sevdiğimi öğrenen ben miydim şanslı olan? Yoksa biraz önce ellerimi son kez tutup,beni son kez öpüp ağlaya ağlaya kaçan benden; umutlarımı, hayallerimi beraber biriktirdiğim, aslında beni hiç sevmediğini öğrendiğim, sonunda zincirlerini kırabilen, kendini benden kurtarabilen o kadın mı? Bir sigara yaktım ellerim titreyerek ve ilk bulduğum kaldırım köşesine attım kendimi, oturdum. Bacaklarım ağırlığımı taşımayı reddediyordu, gözlerim de baktıklarını görmeyi. "Nasıl oldu?" diyordum içimden, "Nasıl oldu da anlamadım? Oysa beni gerçekten sevdiğinden öylesine emindim ki..." Yavaş yavaş kontrolümü kaybediyordum. Titrek ellerle son bir nefes alırken sigaramdan, dayanamadım artık. Söverek ona,kendime,herkese ana-avrat, sarsıla sarsıla, hüngür hüngür ağlamaya başladım. Gözyaşlarım boğsun istiyordum beni. Geberip gideyim istiyordum. Olmadı. Ayağa kalktım yavaşça, gözyaşlarım süzülürken hala yanaklarımdan; onsuz,yalnız,eski ve aşina olduğum o boktan dünyaya doğru, kendimi çırılçıplak hissederek ilk adımımı attım. Bu ne ilk terkedişti ne de son olacaktı.

A.Ü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder